Koyu mavi denizi ve yemyeşil dağları ile uçmakdere köyü yamaç paraşütü sporuna gönül verenlerin yeni adresi oldu. Uçmakdere semalarında süzülmek için 625 metre yükseklikteki Nişantepe’ye çıkmak gerekiyor. Burada dört atlayış noktası bulunmakta olup, zirveden atladığınızda Ayvasıl koyuna iniş yapıyorsunuz. Zirve ile iniş noktası arası 6 km. düzgün bir toprak yola sahip. Nişantepe’nin su üzerindeki uygun irtifası; tehlike hareketlerinin çalışılmasına da olanak sağlamaktadır.
Uçmakdere – Tekirdağ Nasıl Gidilir, Nasıldır?
Eski yoldan (D100) gelirseniz;Avcılar, B.Çekmece, Kumburgaz, Selimpaşa, Silivri, Kınalı’dan Tekirdağ İstikametine devam edip Tekirdağ şehir çıkışındaki son ışıklardan (dört yol) sola Kumbağ İstikametine dönün, az ileride yol T yapacak, sağa dönün, Altınova, Barbaros’u geçince tepeyi aşıp inişte yol, benzin istasyonunda ikiye ayrılacak (Kumbağ-Naip) Naip İstikametine sağdan devam edeceksiniz, tuğla fabrikalarını geçtikten sonra Naip köy içinden geçerseniz alışveriş yapabilirsiniz.
Köy meydanından sağa sonra tekrar sola dönerek devam edin. Mermer, Yeniköy istikametlerini takip edin. Yol, iki kez çatallanacak, ikisinde de soldan takip edeceksiniz.
Yeniköy’e kadar yol asfalt, Yeniköyden çıkar çıkmaz yol stabilizeye dönüşecek. Ve de geldiniz. Karşınızda Marmara Adaları, Sağınızda kalan tepe kalkış pisti. Ana yoldan tepeye saran dik bir toprak yol göreceksiniz, bu kısa yol sizi kalkışa ulaştırır.
(Yol; İstanbul-Tekirdağ: Ortalama 150 km- Tekirdağ-Uçmakdere: 30km) Mahmutbey’den giriş, Selimpaşa yada Kınalı’dan çıkış, sonrası aynı; Tekirdağ istikametini takip edin. Kalkışa geldiğiniz ana yolu (stabilizeyi) devam ederseniz o yol, döne döne sizi sürekli bayır aşağı indirecek, sanırım 3 km kadar sonra yol en alçak noktasına inecek ve sonra tekrar tırmanmaya başlayacak. Yol o alçak noktaya inince solunuzdan aşağıya doğru toprak yol iner, bu da iniş yeri Ayvasıl’a inen toprak yol, sizi deniz kıyısına kadar götürür.
İzmir, Çanakkale istikametinden; Çanakkale istikametinden yine E84 karayolu takip edilerek Şarköy’e ulaşılır. Buradan Mürefte, Uçmakdere istikameti takip edilerek Nişantepe mevkiine ulaşılır.
Son zamanlarda uçmakdere
Trakya bugünlerde üzgün… Doğa harikası “Subasar” Ormanların yer aldığı “Longoz” tabiri edilen yerler Nükleer Santral tehlikesi altında. Kırklareli’ye bağlı İğneada, Kastro, Kıyıköy, doğaseverlerin, gezginlerin yakından bildiği yerler arasında bulunuyor. Bir de fazla bilinmeyen yerler var ki aman aman buralara bir şey olmasın… Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Trakya Kalkınma Ajansı’yla işbirliği yaparak “Miras Atölyesi” adı altında bir proje geliştiriyor.
Bunların dışında, Tekirdağ İl Orman Müdürlüğü yine ajansla birlikte, Ganos (Işıklar) Dağları’nın eteklerinde yeni yürüyüş parkurları belirledi ve projenin yakın zamana kadar tamamlanması bekleniyor. Tekirdağ’ın önemli turistik ilçelerinden Şarköy’e bağlı olan Uçmakdere köyü, eski bir yerleşim bölgesi. İki vadi arasında kalması nedeniyle geçmişte, “Vodin” olan adı, Ganos Dağları’na sırtını vermesiyle mübadeleden gelen göçle birlikte “Uçmakdere” olarak bugünlere kadar gelmiş.
Bir köy evinin kapısını tıklarsanız, kim bilir evde yapma şarap ikramından da tadabilirsiniz. Köy kahvesinde çay yerine dağlarından toplanmış ıhlamur ve ada çayını tercih edin. Yanınıza bir de olta takımınızı da getirmişseniz, denizden balığınızı da tutabilir, geldiğimize değdi dediğiniz değişik bir gün geçirirsiniz. Hâlâ vaktimiz var diyorsanız, Güzelköy (Melen) uğrak yeriniz olsun. Fener Rum Patriği Barthholomeos’un zaman zaman ziyaret ettiği, yeniden restore edilmesi düşünülen1865 yılı yapımı St.İoannis Theologos Manastırını, Hoşköy Feneri’ni, Mürefte’deki Şarap Müzelerini de görebilirsiniz.
Masalsı bir yolculuk
Uçmakdere geçmişte tipik bir Rum köyüymüş. Eski adı Vadin. Bugünkü sakinleri 1924’teki Mübadele sırasında Selanik’ten göçmüş. Köyün Muhtar Recep Karaoğlu, Rumlar zamanında köyde 2 bin 500 kişinin yaşadığını, bugün ise 80 hanede çoğu yaşlı 200 kişinin bulunduğunu söylüyor.
fotoğraf mert güler
“Rumlar şarapçılık, ipekböcekçiliği yaparmış. Köyün yüksek tepelerindeki, denize bakan bağların şarabı çok ünlüymüş. Sahildeki iskelede bir gümrük bile varmış. Fransa’dan Amerika’ya kadar ipek ve şarap satılırmış. Tekel köyün üzümlerinin kalitesini bildiği için burada şarap fabrikası kurdu… Biz de her temmuzda su şenliği düzenleriz. Kaynak sularımız çok sevilir.”
İpekçilik bitti
Bölgedeki şifalı otların bolluğu nedeniyle bir zamanlar Uçmakdere’de eczane dahi varmış… Öyle ki çevredeki kasabalardan ilaç almak için Uçmakdere’ye gelinirmiş. Ahmet Varlık (43), Selanik’ten köye gelen dedelerinin 1987’ye kadar ipekböcekçiliğine devam ettiğini anlatıyor.
Sadece ailesinin dört bin dut ağacı varmış. Rumlardan kalma iki atölyede kozaların üretildiğini, ipeğin köye gelen Bursalı tüccarlara satıldığını hatırlıyor. “20 yıl önce uçakla süneye karşı kimyasal mücadele başlayınca ipekçilik bitti. Devlet köylünün zararını karşıladı. Dutlar söküldü, köylü bağcılığa, tütüncülüğe yöneldi.”
Köyü çevreleyen dağların denize bakan yüksek yamaçları bağlarla kaplı. Köylüler katır ve eşeklerle ulaşıyor. Yüksekten toplanan üzümlerin kaliteli olduğu söyleniyor. Bağcılar devletin tanıdığı 350 litre şarap yapma hakkını kullanıyor. Tadına doyulmaz ev şaraplarını konuklarına da ikram ediyorlar.
Kaynaklar: Kültür portali, hurriyet, facebook, yasam portalı, mert güler fotoğraf