Hayatımızın belli bir noktasına baktığımızda ve bunun için geçmişteki anılarımızı referans aldığımızda onların bazısının duvarlarla, sonra tutum ve davranışlarla, daha sonra da düşüncelerle hem sınırlandırıldığını hem de hapsedildiğini görürüz. Bu bizi bulunduğumuz noktadan geçmişi düşünürken bir bakıma tedirgin ve rahatsız etmektedir.
Düşüncelerin Kontrolüne İhtiyacımız Yok!
Hatta öyle ki bu dışarıdan sınırlama getirilen yaşam biçiminin boşa harcanmış bir zaman dilimi olduğunu düşünürüz. Çünkü bir gün bakıyorsunuz ki, özgürlüğünüz yitip gitmiş ve duvarda bir tuğla olmuşsunuz. Dolayısıyla geleceğe yönelik isyanlar da, duvarların örülmesiyle filizlenmeye başlıyor. Bunu duvarları yıkarak aşmak gerek belli ki.
Bunları niçin söylüyoruz?
Çünkü herkes olmasa bile hiç değilse yoğun bir kısmı özellikle genlik dönemlerinin bir zamanında motosiklet kullanmak istemişlerdir. İçlerindeki salt eneriyi bu yolla atmak için yönelmişlerdir. Fakat derin bir isteğin aynı zamanda kendini sığ bir alanda bulması birbirine paralel olmuştur. Nitekim hepimiz biliyoruz ki o dönemlerde ailelerimize bağlı yaşamlarımızı sürdürmekteyiz.
Ailelerimiz ise motosiklete karşı duyduğumuz bu arzuyu keşfettiğinde bizi ondan uzaklaştırma çabaları içerisine girmişlerdir. Dolayısıyla yeni yeni bir şeye karşı filizlenen isteklerimiz yavaş yavaş yerin dibini boylamıştır ve bir daha filizlenmemek üzere kendisini öldürmüştür. Bu yüzden sokağa çıktığımızda çoğu yaşını almış bireyin bir anda motor kullanmaya başladığını görürüz.
Bu tip insalar geçmişte yaşamlarının bir durağında bu arzularını bir şekilde içlerinde, derinde bir yere atmak zorunda kalmışlardır. Yalnız şunu da belirtelim bu tip derine itilmiş olan arzuları ve istekleri su yüzüne tekrar çıkarmak çok zordur. Zaten bu yüzden örneğini verdiğimiz insan tipi çok yoğunlukta değildir. Fakat böyle de bir kesim vardır. Varlıkları yadsınamaz.
Bu hareket akışının kimi zaman insanın bedeninde yeni bir hayatı başlatabildiği gibi, totalitarizmi yıkarak özgür bir toplumun doğuşunda öncü olabilen genç bir kişininkinden daha inatçı ve dayanıklı bir irade olduğunu düşünmüyorum.
Motor kullanımı elbette bir yerde sert ve kimi zaman güven vermeyen bir araç gibi durabilir fakat ona karşı yapıştırılan bu tip etiketler zihinlerin hala dar pencerelerin arasında sıkışmış olduğunu göstermektedir.