Ülke içinde ki başka ülke Almatı. Şehire geldiğimde sanki o çöl yolları Kazakistan ın değilmiş de başka bir ülkeye geçmiş gibiyim. Almatı Kazakistan‘ın ilk başkenti. Çin’e yaklaşık 400 km uzaklıkta olması nedeniyle güvenlik için Astana’yı başkent yapmışlar. Ancak en gelişmiş yeri burası. Alma-Ata yani elmanın atası anlamına geliyor. Şehire girdim, Booking’den fiyat, performansı en yüksek hosteli gördüm.
Baza hostel. gecelik 13 TL, içeri girdim. 5000 Tenge depozito istediler. Nedenini sordum öyle işte dediler. İngilizce bilmiyordu resepsiyonist kadın. Motosikleti yan taraftaki restoranın bahçesine bıraktım. El hareketleriyle anlaşıyoruz.
Bana yatağımı gösterdiler. O ne ? çadır. Salonun içinde çadır kolonisi. Alışkınım çadıra da ilginç geldi . O değil bari alta şişme mat koyun . o da yok . Neyse yorgunluktan sert zeminin üzerinde bayıldım.
Ertesi gün çok yağmurluydu. sim kart aldım. 17 TL 15 gb internet 3TL hat ücreti (tele2 markası) . O sırada pazar gördüm. Çok büyük bir pazar.
Sebze, meyve, cep telefonu, ev aletleri aklınıza ne geliyorsa. Tam kaptırdım geziyorum. (ismi Yeşil pazar) Check out yapmam gerektiği aklıma geldi. Döndüm hostellere bakıyorum.
Mustakil bir ev olan Dostyk Hosteli gördüm. Adresi aldım hiç fiyatlara bakmadan . 4 km uzaklıktaki hostele geldim. Özel oto parka girdim. Sağolsun beni çok iyi karşıladı sahibi. Azeri bir doktorun yeri.
Türkçe konuşuyoruz. Bahçesini falan görünce zaten içim geçti, Fiyatı sordum 25 TL dedi. Dedim pahalıymış. Dedi sana 20 TL. Eşyalarımı indirdim. Direk dinlenmeye. Marketten yemeklik malzemeleri aldım . (Dondurulmuş tüm yiyeceklerin son kullanma tarihi geçmiş). Kemiksiz etin kilosu 20 TL. Bu gün hava çok güzeldi biraz dolaştım . Dostyk AVM ye girdim. Dedim burası nere.
Ferari store var. Kupa bardak falan satıyor. Tabi ki içeri girmedim. Çoğu avm deki mağazalar burada da var. Almatı ipek yolunun merkezi olduğu için tarihten bugüne hep gelişmiş. Panfilov parkına gittim . Orada Zenkov katedralini gezdim. ( Dünyanın en uzun 2. ahşap yapısıymış. )
Omuz çantası evraklar ve elektronik eşyalar yüzünden ağır gelmeye başlamıştı . Ben de bel çantası almak için pazara gittim. Çantacı altın dişli abla, nerelisin diye sordu. Türküm dedim. Çocuğun varmı evli misin diye sordu. Yok dedim. Yanındaki kadını bana doğru itekledi. Al bunu da götür dedi. Gülüştük baya. Dedim olmaz.
O zaman beni al dedi. Haykırdım resmen. Dedim olur o zaman . Çantayı aldım 10TL . Şarjım azdı 30 TL ye 5600 lük powerbank aldım. Taksi kavramı burdada yaygın değil. Caddenin yanın da elini kaldırıyorsun sivil araba duruyor . Pazarlık yapıyorsun seni istediğin yere götürüyor. Kadınları çok şık ve bakımlı. Sanki keyif almaya başladım bu şehirden 🙂