Bildiğiniz üzere Türkiye birçok ilgi çekici yerle donatılmış. Bu yerlerin bazıları zamanında birçok etkileşim sayesinde içerisinde birden fazla kültür öğesi barındırmaktadır. Size aşağıda bu yerlere ilişkin bir liste çıkardık. Şayet Türkiye’ye henüz geldiyseniz veyahut uzun zamandır Türkiye’de vakit geçirmişseniz lakin gezmeye hiç vakit bulamamışsanız o halde aşağıda sizin için hazırlamış olduğumuz liste oldukça faydalı olacaktır. Bu liste temel olarak
Türkiye’nin bugüne kadar diğer kültürlerle etkileşim halinde bulunduğu yerler ele alınarak hazırlanmıştır.
1) Ankara’da nereler gezilir
Ankarada gezilecek yerler:
Başkent Ankaraya gidenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerin başında Anıtkabir, Ankara Kalesi, Augustus Tapınağı ve Hacı Bayram Câmii, bazı meydan ve parklar ile bazı müzeler gelir.
Anıtkabir
Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedî istirahatgâhının bulunduğu Anıtkabir, Rasattepe’de yer alıyor. Mimarları Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda. 1944 yılında yapımına başlanan anıt, 1953’te tamamlanmış. Giriş yolunun iki yanı aslan heykelleri ve meşalelerle süslüdür. Zafer alanı, yolu asıl anıta bağlayan bölümdür; çevresinde sekiz kule vardır ve her birine Kurtuluş Savaşı ile ilgili bir ad verilmiştir. 20 metre yükseklikte ve 30 metre genişlikteki şeref salonunun gerisindeki pencerenin önünde lâhit yer alır. Atatürk’ün asıl mezarı, bu simgesel lâhdin tam altındadır. İsmet İnönü, Cemal Gürsel ve 27 Mayıs şehitleri de Anıtkabir çevresine defnedilmiştir.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Müzede, Anadolu Arkeolojisi, Paleolitik çağdan başla, Neolitik, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Urartu dönemlerine ait, Karain, Çatalhöyük, Hacılar, Canhasan, Beyce Sultan, Alacahöyük, Kültepe, Acemhöyük, Boğazköy Gordion, Pazarlı, Altıntepe, Adilcevaz, Patnos kazılarından gelme çeşitli koleksiyonlar ve çeşitli dönemlere ait örnekler, Osmanlı Dönemi mekanlarında kronolojik bir sırayla sergileniyor.
Hacı Bayram Câmii ve Augustus Tapınağı
Ulus’ta bulunan tarihi Hacı Bayram Cami’in yapılış tarihi 1427’dir ve cilk mimarı Mimar Mehmet Bey’dir. Günümüzdeki mimari yapısı 17. ve 18. yüzyıl camilerinin karakterlerini taşımaktadır. Cami, adını bahçesindeki Hacı Bayram Türbesi’nden alır. Mihrap duvarına bitişik olan türbe, 1429 yılında yapılmıştır. Kare planlı, sekizgen tamburlu türbenin üzeri kurşun kubbe ile örtülüdür.
Hemen bitişiğinde Augustus Tapınağı yer alıyor. M.Ö. II. yüzyılda Frigya Tanrıçası Men adına yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmış. Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galat Hükümdarı Amintos’un oğlu Kral Pylamenes tarafından Roma İmparatoru Augustus adına bir bağlılık nişanesi olmak üzere yaptırılmış. Bizanslılar zamanında çeşitli eklemeler yapılıp, pencereler açılarak kilise haline getirilmiş. Etrafı dört sütunla kuşatılmış dört duvar halinde.
Ankara Kalesi
Asırlardır kentin bekçiliğini yapan Ankara Kalesi kentin sembolü. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber ilk kez Romalılar tarafından yapıldığı fikri yaygın. Selçuklular tarafından onartılıp genişletilmiş. Kurulduğu tepe yanında akan (Hatip Çayı) Bent deresinden 110 metre yüksekte. Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki kısım. Yirmiden fazla kulesi var.
Ulus Meydanı ve Zafer Anıtı
Eski adıyla Hakimiyet-i Milliye Meydanı. Eski Ankara’nın merkezi, orta noktası. Dört bir yanında eski tarihi yapı ve ankara evleri, tarihi çarşı ve hanlar, müzeler, tarihi camiler vardır.
Ulus meydanında ilk göze çarpan Ankara Zafer Anıtı’dır. Ankara Zafer Anıtı, Ankara’da Ulus Meydanında Kurtuluş Savaşı kahramanlarının anısına Yenigün Gazetesi öncülüğünde Türk halkı tarafından cumhuriyetin ilk yıllarında yaptırılmıştır.
Meydanın dört bir tarafında gezilecek birçok nokta var. Anıtın hemen karşısında Kurtuluş Savaşı Müzesi (Birinci TBMM Binası) ve hemen yan tarafında II. Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyet Müzesini rahatlıkla görebilirsiniz. Meydandan görülen tarihi İş Bankası binasının hemen arka tarafında Ankara Valiliği önünde antik Roma Sokağı kazısı ve Julian Sutünu bulunur. Heykelin sol tarafında bulunan yoldan ise tarihi Ziraat Bankası Taş binasına ve Bankacılık Müzesi ile Gençlik Parkına Ulaşabilirsiniz.
Ayrıca Roma Hamamı, Ankara Kalesi, Anadolu Medeniyetler Müzesi ve Hacı Bayram Camii gibi önemli yerlerin hepsi çok yakın yürüme mesafesinde bulunuyor.
2) Mardin’de nereler gezilir
erimli Mezopotamya ovasının ortasında yükselen,görkemli bir dağın yamacındaki Mardin, neredeyse Anadolu’dan geçen bütün kültürlerin uğrak yeri olmuş. Binlerce yıllık bir tarihe sahip olan Mardin’de göreceğiniz o kadar çok yer var ki tatilinizi uzun tutmanızda fayda var. Mardin’de gezilecek yerleri merak edenlerin listemize göz atmalarını öneriyoruz.
Müzeler: Mardin’in geçmişinde yolculuğa çıkmak ve kentin tarihi hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlerin ilk uğrak yerlerinden Mardin müzleri. Mardin Müzesi ve Sabancı Kent Müzesi şehirde en çok ziyaret edilen müzeler arasında. Nusaybin ilçesindeki Dara Harabeleri ise geziniz sırasında mutlaka uğramanız gereken duraklardan.
Camiler, Medreseler: Mardin, Anadolu’da yüzyıllardan bu yana dinlerin ve kültürlerin bir arada yaşadığı bir kent. Mardin’de gezerken bir camiinin hemen ilerisinde bir kiliseye rastlayabilirsiniz. Kent pek çok tarihi ibadethaneye ev sahipliği yapıyor. Şeyh Çabuk Camii, Pamuk Camii, Reyhaniye Camii, Latifiye Camii, Melik Mahmut Camii, Kızıltepe Ulu Camii, Mardin Ulu Camii, Muzafferiye Medresesi, Kasımiye Medresesi, Şah Sultan Medresesi, Melik Mansur Medresesi, Savur Kapı Medresesi, Altunboğa Medresesi, Şehidiye Medresesi, Marufiye Medresesi, Hatuniye Medresesi, Zinciriye Medresesi bu yapıların İslam örnekleri arasında en önemlileri.
Kiliseler, Manastırlar: Mardin, Anadolu’daki en önemli Hristiyanlık merkezlerinden biri olmuştur. Yüzyıllar boyunca müslümanlar ile hristiyanlar aynı mahallerlerde yaşamışlar ve yaşamaya devam etmektedirler. Mardin’de pek çok kilise ve manastır hala ayaktadır. Bunlar arasında Deyrülzeferan Manastırı, Mor Gabriel Manastırı, Kırklar Kilisesi, Mor Yakup Kilisesi, Mor Mihail Kilisesi, İzozoel Kilisesi, Mor Yusuf Kilisesi, Mor Evgin Manastırı, Mor Cırcıs Manastırı, Mor Dimet Manastırı görmenizi tavsiye ettiklerimizden.
Kaleler: Mardin’in misafirleri tarafından en çok ziyaret edilen mekanları arasında “Kartal Yuvası” olarak da bilinen Mardin Kalesi bulunuyor. Mardin’de görebileceğiniz diğer kaleler ise Anzavur Kalesi, Marin Merdis Kalesi, Fafih Kalesi ve Rabbat Kalesi.
Çarşılar: Mardin gezinizin en keyifli duraklarından biri de Mardin Çarşıları olacak. Geleneksel el sanatları ürünlerini görebileceğiniz ve kent esnafıyla keyifli sohbetler yapabileceğiniz çarşılarda gezinirken sevdiklerinize hediyeler de alabilirsiniz. Mardin’in en çok ziyaret edilen çarşıları ise Kayseriyye (diğer adıyla Bezestan) ve Revaklı Çarşı.
Mardin Evleri: Mardin denince gözümüzde oluşan görüntülerin pek çoğu Mardin Evleri’ne ait. Kent bir bakıma da bu geleneksel taş evleri ile ünlü. Mardin evlerini geziniz esnasında her yerde görebilirsiniz. Mardin Evleri ile ilgili önemli bir detay da şu: merkezdeki taş evler 1979 yılında kentsel sit alanı ilan edildi.
3) Konya’da nereler gezilir
Tarihin en ünlülerinden Mevlana ve Nasreddin Hoca’ya ev sahipliği yapan, cami ve türbeleri, müzeleri, yeşil alanları, gölleri ve mağaraları ile Konya’nın büyüsüne siz de kapılacaksınız. Konya’da gezilecek yerler listemizde tatilinizi daha keyifli kılacak tüyolar bulunuyor.
Camiler: Konya’daki gezinize camileri dolaşarak başlayabilirsiniz. Sultan Selim Camii, Kadı Mürsel Camii, Şemsi Tebrizi Camii ve Türbesi, Kapu Camii, Aziziye Camii ve Eşrefoğlu Camii Konya’nın en çok gezilen camileri arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Medreseler: İnce Minareli Medrese, Karatay Medresesi, Sırçalı Medrese Konya’da ziyaret edebileceğiniz medreseler. Bu medreselerin hemen hepsi Selçuklu döneminden kalma eserler.
Türbeler: Konya denince akla ilk gelen yerlerden türbeler. Özellikle inanç turiziminin en geliştiği şehirlerden biri olan Konya’da ziyaret edebileceğiniz pek çok türbe var. Mevlana Türbesi, Pir Sultan Abdal Türbesi, Tavsubaba Türbesi, Sultanlar Türbesi, Gömeç Hatun Türbesi, Nasrettin Hoca Türbesi ise bu türbeler içinde çok ziyaret edilenler.
Kilise ve Manastırlar: Konya yalnızca İslam eserlerinin değil; farklı dinlerin de varlık gösterdiği bir yer. Aya Elena Kilisesi, Ak Manastır ve Sille Aya Elena Kilisesi Konya’da Hristiyanlığa ait eserlerin en önemlileri.
Müzeler: Konya’nın tarihine ışık tutan müzeler, Konya geziniz sırasında en keyifli duraklarınızdan olacak. Konya Mevlana Müzesi, Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Konya Atatürk Evi Müzesi, Konya Ereğli Müzesi ve Koyunoğlu Müzesi Konya’da gezebileceğiniz müzelerden.
Antik Kentler ve Örenyerleri: Kilistra Antik Kenti ve Sille Köyü Konya’da gezebileceğiniz antik kentler ve ören yerleri arasında yer alıyor.
Mağaralar: Konya, mağara turizminin geliştiği illerimizden biri. Şehirde pek çok turistik mağara bulunuyor. Eğer sizin de mağaralara ilginiz varsa Körükini Mağarası, Balatini Mağarası, İnbaşı Mağarası, Güvercinlik Mağarası, Tınaztepe Mağarası, Yerköprü Mağarası’nı gezmenizi tavsiye ediyoruz.
Göller: Konya tarihi yapıları ile olduğu kadar doğal güzellikleri ile de meşhur bir yer. Her mevsim farklı güzellikler sunan Beyşehir Gölü Milli Parkı, Meke Gölü, Obruk Gölü, Tuz Gölü ve Akşehir Gölü’nü görmeniz seyahat önerilerimiz arasında.
Eğer Konya’ya tepeden bakmak ve eşsiz bir seyir alanında vakit geçirmek isterseniz Alaaddin Tepesi’ni, doğa ile iç içe yemyeşil bir ortamda dinlenmek isterseniz Meram Bağları’nı, Türkiye’deki tek çölü görmek isterseniz de Karapınar Çölü’ne gitmenizi tavsiye ediyoruz.
4) Antalya’da nereler gezilir
Antalya, ülkemizin tatil başkenti. Her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor ve güzelliklerini misafirlerine sunuyor. Kelimelerle anlatılamayacak güzelliklere sahip Antalya’da gezilecek pek çok yer var. Antalya’nın gezilecek yerleri neresi diye merak ediyorsanız eğer, aşağıdaki yazımıza göz atmanızı öneriyoruz.
Antik Kentler ve Yapılar: Binlerce yıllık geçmişe sahip antik kentler Antalya gezinizin vazgeçilmez duraklarında olmalı. Aspendos Antik Kenti, Aspendos Tiyatrosu, Perge Antik Kent, Myra Antik Kenti, Simena Antik Kenti, Xanthos Antik Kenti, Apollonia Antik Kenti, Olimpos Antik Kenti, Arykanda Antik Kenti, Sillyon Antik Kenti, Side Apollon Tapınağı, Side Antik Tiyatrosu, Side Antik Kenti, Seleukeia Antik Kenti, Soura Antik Kenti, Antiphellos Antik Kenti, Hadrian Kapısı Antalya’nın en çok ziyaret edilen ve görmenizi önerdiğimiz yerleri arasında.
Müzeler: Pek çoğu şehir merkezinde bulunan Antalya müzeleri de gezebileceğiniz yerler arasında. Özellikle Suna İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi, Antalya Atatürk Evi Müzesi, Antalya Oyuncak Müzesi, Alanya Müzesi’ni gezebilirsiniz.
Plajlar: Dünyaca ünlü Antalya Plajlarını keşfetmek tatilinizin en keyifli kısmını oluşturacak. Konyaaltı Plajı, Lara Plajı, Ulaş Plajı, Kleopatra Plajı, Phaselis Plajı, Kaputaş Plajı, Damlataş Plajı Antalya’da mutlaka görmeniz gereken plajlar arasında.
Kanyonlar: Sayısız doğal güzelliğe sahip olan Antalya’da doğa harikası pek çok kanyon bulunuyor. Hem doğa yürüyüşleri hem de doğa sporlar yapabileceğiniz bu kanyonlar arasında en çok ziyaret edilenler Köprülü Kanyon, Sapadere Kanyonu, Gökbük Kanyonu, Kıbrıs Kanyonu, Göynük Kanyonu ve Güver Uçurumu.
Mağaralar: Eğer siz de macera ruhuna sahip gezginlerdenseniz Antalya mağaralarını mutlaka gezmelisiniz. Dünyanın farklı yerlerinden her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği bu mağaralar arasında özellikle Dim Mağarası, Kocain Mağarası, Suluin Mağarası, Karain Mağarası, Beldibi Mağarası ve Sırtlanini Mağarası’nı gezmelisiniz.
Şelaleler: Antalya şelaleleri ile de ünlü bir coğrafyaya sahip. Manavgat Şelalesi, Düden Şelalesi, Kurşunlu Şelalesi, Uçarsu Şelalesi, Alara Şelalesi, Uçansu Şelalesi muhteşem güzellikler sunuyor.
Yaylalar: Antalya’nın yakıcı sıcağından biraz uzaklaşmak ve doğa ile iç içe vakit geçirmek isterseniz Bezirgan Yaylası’nı, Gömbe Yaylası’nı ve Üçoluk Yaylası’nı gezebilirsiniz.
Kentin simgelerinden olan Yivli Minare ve şehrin tarihi dokusunu hissedebileceğiniz Kaleiçi de gezebileceğiniz yerler arasında.
Kaş’tan deniz yolu ya da kara yolu ile ulaşabileceğiniz Kekova Antalya’nın batık şehri. Suyun altında kalan bu şehrin üzerinde altı cam teknelerle yapacağınız yolculuk sizi büyüleyecek ve içinizde bir dalış merakı uyandıracak. Ancak bu bölge araştırma sahası olduğu için henüz dalışa kapalı.
Antalya yalnızca merkezi ile değil; ilçeleri ve beldeleri ile de gezecek pek çok yer sunuyor. Antalya’da mutlaka görmenizi ve gezmenizi tavisye ettiğimiz yerleri arasında Kaş, Kalkan, Alanya, Kemer, Manavgat, Olimpos, Adrasan, Side var. Birbirinden güzel bu tatil beldelerinden hepsini olmasa da birkaçını gezmeden Antalya’dan dönmeyin.
5) Marmaris’de nereler gezilir
Muğla’nın tatil cennetlerinden olan Marmaris, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Sahip olduğu güzellikler öyle çok ki, bir gelen bir daha ayrılmak istemiyor buradan. Siz de eğer tatilinizi Marmaris’te yapacaksanız, aşağıda sıraladığımız yerleri mutlaka görün…
Marmaris Kalesi: Marmaris’in simgelerinden olan Marmaris Kalesi, yat limanının hemen arkasında yer alıyor. Merkezden yürüyerek ulaşabileceğiniz kale, 1991 yılında restore edilmiş ve Marmaris Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Müzede Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait arkeolojik eserler sergileniyor.
Hafsa Sultan Kervansarayı: Osmanlı Dönemi’ne ait yapılardan olan Hafsa Sultan Kervansarayı, 1545 yılında inşa edilmiştir. Kale yolu üzerinde bulunan kervansaray, günümüzde özel mülkiyette olup, turistik ve hediyelik eşya satan dükkanlar olarak kullanılmaktadır.
Halıcı Ahmet Urkay Müzesi: Marmaris’e 10 km uzaklıkta, Muğla yolu üzerinde yer alan Halıcı Ahmet Urkay Müzesi, özel bir müze. 3 bin m2’lik bir alan üzerine kurulu olan müze etnografya ve arkeoloji olmak üzere iki bölümden oluşuyor.
Plajlar: Marmaris’te hem merkezde hem de çevre beldelerde birbirinden muhteşem plajlar bulunuyor. Denizin, güneşin ve doğanın tadını doyasıya çıkarabileceğiniz bu plajlar arasında mutlaka görmenizi tavsiye ettiklerimiz ise İçmeler Plajı, Turunç Halk Plajı, Cennet Adası Plajı, Sedir Adası Plajı, Uzunyalı Plajı, Boncuk Koyu Plajı.
Koylar: Marmaris, çevresindeki bozulmamış, eşsiz güzellikteki koyları ile ünlü bir cennet. Bördübet, Kumlubük, Abdi Reis Koyu, Ayın Koyu, Kızkumu, Amos Koyu, Marmaris Boncuk Koyu, Turunç, Hisarönü, Selimiye Marmaris tatiliniz sırasında mutlaka keşfetmeniz gereken yerlerden. Birçoğuna karayolu ile ulaşabileceğiniz bu koylara aynı zamanda deniz yolu ile, günlük tur yapan tekneler ile de gitmeniz mümkün.
6) Side’de nereler gezilir
Side, Antalya’nın tatil cenneti Manavgat’a bağlı bir belde. Dört bir yanı farklı güzellikler ile çevrili olan Side’de hem tarih hem de doğa meraklılarını tatmin edecek çok sayıda güzellik yer alıyor. Bunlar nedir derseniz, sizin için hazırladığımız listeye bir göz atın.
Side Antik Kenti: Tarihi M.Ö. 7. yy’a dayanan Side Antik Kenti, ülkemizdeki en önemli antik kent alanlarından biridir. Farklı medeniyetlerden izleri günümüze taşıyan ve eşsiz bir işçiliğe sahip olan antik kenti gezmeden eve dönmeyin.
Apollon Tapınağı: Yunan mitolojisinin ışık tanrısı Apollon’dan ismini alan Side Apollon Tapınağı, yalnızca Side’nin değil tüm Antalya bölgesinin en önemli antik yapılarından biridir. Dikdörtgen şekilli sıra dışı bir mimariye sahip olan yapıyı mutlaka görün.
Antik Tiyatro: Binlerce yıllık bir tarihin üzerine kurulu olan Side’de gezmenizi önerdiğimiz bir diğer yer de Side Antik Tiyatrosu. Antik kentin en önemli yapılarından biri olan Side Antik Tiyatrosu, 17 bin kişilik kapasiteye sahiptir ve aynı zamanda yapı ve planı ile de Anadolu’daki tek örnektir.
Side Müzesi: Antik kent içinde yer alan Side Müzesi’nde antik kent kazılarından çıkarılan buluntular sergilenmektedir. Müze, Roma döneminden kalma bir hamam binasındadır.
Aspendos Köprüsü: Side’de görmenizi önerdiğimiz bir diğer tarihi yapı da Aspendos Köprüsü. Günümüze sağlam şekilde ulaşmış ve orjinal halini korumayı başarmış olan köprüyü Side’de gezilecek yerler listenize ekleyin.
Köprülü Kanyon: Antalya’da doğa sporları, özellikle de rafting denince akla ilk gelen yerlerden biridir Köprülü Kanyon. İster rafting yapmak için, ister doğa ile iç içe keyifli vakit geçirmek için Köprülü Kanyon’u gezebilirsiniz.
Plajlar: Side, tertemiz plajları ve masmavi denizi ile de turistleri kendine hayran bırakıyor. Kumluk plajları sevenler için Antalya Side oldukça ideal bir yer. Side plajlarını gezip, güneşin ve denizin tadını çıkarmak tatilinizin en güzel anlarını oluşturacak. Özellikle Sorgun Plajı’nı, Titreyengöl plajlarını ve Kumköy plajını görmenizi öneriyoruz.
7) Bodrum’da nereler gezilir
Her köşesi birbirinden eşsiz güzelliklerle dolu Bodrum Yarımadası, gezilecek ve keşfedilecek pek çok tarihi, doğal ve turistik güzelliklerle dolu. Bodrum’da gezmenizi önerdiğimiz yerleri aşağıdaki listemizde bulabilirsiniz.
Bodrum Kalesi: Bodrum’un simgelerinden biri olan Bodrum Kalesi bölgede en çok ziyaret edilen tarihi yapılardan biridir. 1400’lü yılların başında inşa edilen kale Bodrum tatiliniz sırasında mutlaka gezmeniz gereken yerlerden.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi: Kendi türünde dünyanın en önemli ve büyük müzelerinden biridir ve Bodrum Kalesi içinde yer alır. 1995 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi Yarışması’nda “Özel Övgü” ödülünü alanBodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ni mutlaka gezin.
Mindos Kapısı: Adını, günümüzde Gümüşlük olarak bildiğimiz Myndos’tan alan Mindos Kapısı, Büyük İskender’in şehri kuşatmak için kullandığı ilk yerdir.
Antik Tiyatro: Anadolu’nun en eski tiyatrolarından biri olan Bodrum Antik Tiyatro tipik bir klasik antik çağ yapısıdır. Günümüzde de Bodrum’daki birçok festival ve konsere ev sahipliği yapan tiyatro 13.000 kişi kapasitelidir.
Bodrum Mozolesi: Bir kral mezarı olan ve dünyanın antik dünyanın bilinen 7 harikasından biri olan Bodrum Mozolesi, Yunan ve Mısır mimarisini birleştiren eşsiz bir yapıdır. Açık hava müzesi şeklinde düzenlenmiştir mozole alanı ve ziyarete açıktır.
Pedasa Antik Kenti: Bodrum Merkez’e 4 km uzaklıkta bulunan Pedasa Antik Kenti, yarımadada gezebileceğiniz bir diğer tarihi bölge. Legel şehirleri arasındaki en iyi korunmuş yerleşim alanlarından biri olan kent görülmeye değer.
Zeki Müren Müzesi: Zeki Müren’in Bodrum’daki evinin müzeye dönüştürülmesi ile ziyarete açılan Zeki Müren Sanat Müzesi’nde sanatçıya ait kişisel eşyalar, fotoğraflar, ödüller bulunmaktadır.
Plajlar ve Koylar: Bodrum’un birbirinden güzel plaj ve koyları da tatiliniz sırasında gezeceğiniz yerler arasında mutlaka olmalı. Bağla Koyu, Turgutreis Günbatımı Plajı, Bodrum Karaada, Aspat Koyu, Bitez, Akyarlar, Karaincir, Yalıkavak, Güvercinlik ve Gümüşlük mutlaka görmenizi önerdiğimiz, muhteşem bir atmosfere sahip yerlerdir Bodrum’da.
8) Ephesus’da nereler gezilir (İzmir)
İzmir’in yüzey şekilleri oldukça parçalı ve çeşitli bir yapıdadır. Ege Bölgesi’nin doğu batı doğrultulu ve geniş tabanlı ovaları ile onları biribirinden ayıran aynı doğrultudaki dağ sıraları İzmir topraklarını engebelendirir.
İzmir özellikle doğu batı doğrultulu ovalarındaki verimli toprakları ile tarım ürünleri bakımından Türkiye’nin önde gelen illerindendir. İzmir’de yetişen tarım ürünlerinin hemen hepsi yüksek değerdedir. İl merkezi İzmir kentinin kalabalık nüfusu ile çekici bir pazar oluşturması, sebzecilik ce çiçekciliğin yaygınlaşmasına neden olmuştur. Meyve ve sebze üretimini artıran nedenlerden biri de turizmd eyaşanan hızlı gelişmedir. Konserveciliğin gelişmesi ve başka büyük kentlerde oluşan talep de turfanda sebzecilik ve seracılığın gelişmesine neden olmuştur. Çayır ve otlakların tarım alanına çevrilmesi hayvancılığın gerilemesine sebep olmuştur. En çok koyun besiciliği, tavukculuk ve arıcılık yapılmaktadır.
Ege kıyısının birçok ilinde olduğu gibi İzmir’de de önemi gitgide artan ekonomik etkinliklerden biri de turizmdir. İzmir doğal ve tarihi zenginlikleri sebebiyle heryıl artan sayıda yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrar. İzmir’in çeşitli yörelerindeki madensuyu kaynakları da ildeki kaplıca turizminin gelişmesine fayda sağlar. İzmir yeraltı kaynakları bakımından zengin bir ildir. Karşıyakada altın ve gümüş, Ödem’te antimon ve civa, Bayındır’da kurşun ve çinko, Karaburun’da civa, Tire’de civa, grafit, mermer ve zımpara taşı, Torbalı’da demir ve mermer, Urla’da asbest, Merkez ilçe, Foça, Dikili ve Bergama’da da perlit içeren yataklar bulunmaktadır. Türkiye’nin tuz ihtiyacının %40 ını Çamaltı Tuzlası karşılamaktadır.
Akdeniz ikliminin etkilerinin yaşandığı İzmir’de yazlar sıcak ve kurak kışlar ılık ve yağışlı geçer. Dağların denize dik uzanması ve ovaların İç Batı Anadolu eşiğine kadar sokulması, denizel etkilerin iç kesimlere kadar yayılmasına imkan tanımaktadır. Ancak, İl bütününde yükseklik, batı ve kıyıdan uzaklık gibi fiziksel coğrafi farklılıklar, yağış, sıcaklık ve güneş açısından önemli sayılabilecek iklim farklılıklarınada yol açmaktadır. İzmir’de yıllık ortalama sıcaklık, kıyı kesimlerde 14-18 ºC arasında değişmektedir. En sıcak aylar Temmuz (27.3 ºC ) ve Ağustos (27.6 ºC ), en soğuk aylar ise Ocak (8.6 ºC) ve Şubat (9.6 ºC)’tır. Yazın kıyı kesimde sıcaklık, deniz melteminin etkisiyle iç kesimlere göre 1-2 ºC daha düşüktür. Kışın ortalama 7 ºC olan sıcaklık zaman zaman kuzey ve kuzeybatıdan sokulan denizel hava kütlesi nedeniyle düşmektedir.
Türkiye’nin üçüncü büyük şehri olan İzmir, çağdaş, gelişmiş, ayni zamanda işlek bir ticaret merkezidir. İzmir’in batısında denizi, plajları ve termal merkezleriyle Çeşme Yarımadası uzanır. Antik çağların en ünlü kentleri arasında yer alan Efes, Roma devrinde dünyanın en büyük kentlerinden biriydi. Tüm Ion kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran Efes, yoğun sanatsal etkinliklerle de adini duyuruyordu. İzmir’de Osmanlılardan kalan başlıca tarihsel yapılar Faik Paşa, Hisar, Hacı Hüseyin, Kestane Pazarı, Ali Ağa, Hatuniye, Çorakkapı, Konak, Kurşunlu, Şadırvan, İkiçeşmelik ve Salepçioğlu Camiileri ile Konak’taki Saat Kulesidir. Önemli tarihsel anıtlardan biri de İzmir Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’dır. İzmir’in çeşitli yerlerinde yapılan araştırmalarda ele geçen ve daha önce Kültürpark’ta korunan arkeolojik buluntular, 1984’de Bahribaba Parkı’ndaki yeni yapısına taşınan İzmir Arkeolojik Müzesi’nde sergilenmektedir.
9) İstanbul’da nereler gezilir
İstanbul sosyo ekonomik açıdan Türkiye’nin en gelişmiş şehridir. Yönetsel başkent olma işlevini Cumhuriyet Dönemi’nde yitirmiş olsa da ekonomik alanda Türkiye’nin başkenti sayılabilir. Metropolitenleşme sürecinde birçok sanayi kuruluşunun kent ve il dışına taşınmış olmasına karşın İstanbul, Türkiye imalat sanayisi içindeki önemini korumaktadır. İmalat sanayinin bu denli gelişmesine karşın İstanbul’un geleneksel ve en önemli işlevi eskiden beri ticarettir. İstanbul’un Türkiye ölçeğindeki temel işlevlerinden biri de banka ve finansman merkezi olmasıdır. İlk kez 19. yüzyılın ikinci yarısında yabancı finans kurumlarının akınına uğrayan İstanbul 1950’lere doğru ulusal bankacılığın merkezi olmuştur.
İstanbul gerek doğal güzelliği ve zengin tarihi mirası, gerekse ulaşım ve konaklama olanaklarının genişliği bakımından Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerindendir. Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin büyük bölümü ülkeye İstanbul’dan giriş yapar. Ülkede hizmet veren beş yıldızlı otellerin büyük bölümü İstanbul’dadır.
İstanbul’daki çeşitlilik ziyaretçileri büyülemektedir. Müzeleri, kiliseleri, sarayları, camileri, pazar yerleri ve doğal güzellikleri bitmez tükenmez nüanslar sunmaktadır. Boğazın kıyısında arkanıza yaslanıp, gurupta kızaran renklerin karşı sahildeki evlerin pencerelerine yansımasını seyrederek, yüzyıllar öncesinde, insanların bu olağanüstü yeri neden seçtiklerini bir daha anlar ve İstanbul’un dünyanın merkezindeki şehir olduğunu hissedersiniz.
Şehrin en güzel anıtları, Haliç – Marmara Denizi – Surlar arasında kalan yarımadada yer alır. Kentin tepelerinden yükselen 500’ü aşkın caminin silueti baş döndürücü bir atmosfer yaratır. İnsan kendini geçmiş zamanla bugün arasında bir rüyada gibi hisseder. Altı minaresiyle İstanbul’un sembolü olan, dekorundaki mavi çiniler nedeniyle Mavi Cami olarak anılan Sultanahmet Camii’ni mutlaka görmelisiniz. Karşısında, İmparator Justinien zamanında kilise olarak inşa edilmiş olan ünlü Ayasofya Müzesi yer alır. Mimari hünerler örneği olan bu yapı, Hz. İsa’yı, Hz. Meryem’i ve imparatorları tasvir eden nefis mozaik panolarla bezenmiştir. Bir başka tepeden bu iki muhteşem abideyi seyreden Süleymaniye Camii ise Osmanlı mimarlık sanatının zirvesidir. Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği üzerine Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir.
Marmara ve İstanbul Boğazı’na hakim bir tepe üzerinde, 400 yıl boyunca Osmanlı sultanlarına konutluk ve siyasi merkezlik etmiş olan Topkapı Sarayı yer alır. Topkapı’da Çin porselenleri koleksiyonunu, altın işlemeli ve değerli taşlarla süslü tahtları, sultan kostümlerini, masallardakileri andıran mücevherleri, nadir el yazması kitapları, yüzyıllarca merak uyandırmış olan harem salonlarını görebilirsiniz. Yerebatan Sarnıcı, Bizans döneminde yapılmış en önemli su sarnıçlarından biridir. En güzel Bizans devri eserlerinden biri sayılan Kariye Müzesi mozaik ve fresklerle süslü orijinal dekorunu muhafaza etmektedir. İstanbul’da görülmeye değer bir başka mekan da Eyüp Camii’dir. Burası, Eyüp Sultan’ı ziyaret edip manevi haz arayanlara güvercin sesleriyle her an huzurlu bir ortam sunar.
İstanbul tarihsel yapıların yeniyle buluştuğu, yenilendiği bir şehirdir aynı zamanda. İstanbul Kapalı Çarşı, geçmişin gizemli günlerinin izlerini taşımakta ısrar ederken bir yandan da modern dünyanın yepyeni ürünlerini serer önünüze; büyüleyici mücevherler, bakır eşyalar, halılar, çeşit çeşit deri ve süet giyim… Boğaz’da yapılan bir vapur gezisi hayatınızın en unutulmaz anılarından olacaktır. Boğaz’ın iki yakasında sıralanan emsalsiz yalılar, 20. yüzyılda yapılan lüks villalar, Dolmabahçe, Göksu ve Beylerbeyi Sarayı, Rumeli Hisarı ve Anadolu Hisarı, balıkçı köylerinden kalma izler, lokantalar, çay bahçeleri, parklar, gece kulüpleri sizi büyüyecektir. İstanbul’un eşi bulunmaz tarihi ve kültürel geçmişi ve sayısız cazibesine ilave olarak modern oteller, lokantalar, gece kulüpleri, kabareler, tarihi çarşılar ve dükkanlar İstanbul’u konferans ve kongreler için dört dörtlük bir mekan haline getirmektedir.
10) Kapadokya’da nereler gezilir
Günümüzden milyonlarca yıl önce Erciyes, Hasandağ ve Göllüdağ’ın çıkarttığı lavlar ve yine milyonlarca yıllık bir serüvenle şekillenen Kapadokya, Hitit, Frig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır yıllarca.
Her mevsim ayrı güzellikte olan Kapadokya’da karasal iklim hüküm sürmekte; kış ayları yağışlı ve soğuk, yazları ise sıcak geçmektedir. Kapadokya gezisi için en ideal aylar mayıs ve eylül arası ile sonbaharın başlangıcı olan ekim, kasım aylarıdır.
Geçimini çömlekçilik, halı ve kilim dokumacılığı, el yapımı bebek üretimi, oniks isimli taşın işlemeciliği ile turizm, tarım ve hayvancılıktan sağlayan yöre halkı tüm konukseverliği ile siz tatilcileri dört gözle beklemektedir.
Kapadokya’da görülesi yerler o kadar çoktur ki, tatil sürenizi uzun tutmanızda fayda vardır. Geçmişi 5 bin yıl öncesine dayanan el sanatları merkezi Avanos, açık hava müzesi ile Türkiye’nin dünyada en bilinen turistik yerlerinden biri olan Göreme, yeraltı şehirleriyle Derinkuyu ve Acıgöl, üç güzelleriyle Ürgüp, açık sarayıyla Gülşehir, mistik ortamıyla Hacıbektaş, yüzeysel sıcaklığı 100 dereceyi bulan şifalı sularıyla Kozaklı, Ihlara Vadisi, bölgenin en büyük kilisesinin olduğu Çavuşin, bizlere bölgenin geçmişi ile ilgili önemli bilgiler veren 200’e yakın yeraltı şehirlerinden Kaymaklı, Derinkuyu, Zelve ve Paşabağı, görmeniz gereken yerlerin başında yer alıyor.
Kapadokya’dan balon turuyla peri bacalarının arasından süzülmenin zevkine varmadan, ünlü Kapadokya şarabından içmeden, gendime, dıvıl, düğün çorbası, sütlü çorba, ağpakla, nohutlu yahni, ayva dolması gibi yöreye özgü lezzetlerin tadına bakmadan, sayısı siz deyin yüz ben diyeyim bini bulan tarihi yerlerini gezmeden dönülmez. Neler yok ki tarihi yerleri arasında Kapadokya’nın: yeraltı şehirleri, kilise ve manastırlar, kaya mezarları, müslüman ve Türkler’in bölgede yaptırdıkları cami, türbe, külliye, medrese, hamam, çeşme, imarethane, mektep ve kaleler, Nevşehir Müzesi, Ürgüp Müzesi, Hacı Bektaş Müzesi, milli park statüsünde olan Göreme Açık Hava Müzesi ve dünyaca ünlü peri Bacaları gezilmeden dönmek olmaz Kapadokya’dan.
1985 yılında UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesine alınan Kapadokya’ya kara yoluyla ulaşmak isterseniz en rahat yolculuğun olduğu Bolu, Aksaray, Nevşehir istikametini tavsiye ederiz.
Hava yolu ile ulaşım için en yakın havaalanının olduğu Kayseri’ye ulaşıp, oradan otobüs veya taksilerle de gelebilirsiniz Kapadokya’ya.
Bazı büyük şehirlerin Kapadokya’nın merkezi Nevşehir’e mesafeleri ise şöyledir: İstanbul – Nevşehir: 730 km, Ankara – Nevşehir: 276 km, İzmir – Nevşehir: 763 km, Bursa – Nevşehir: 648 km.
Her yıl dünyanın birçok yerinden gelen iki milyon turistin, neden ülkemizin bu güzide şehrini seçtiğini düşünüyorsanız, sizin de bir an önce bu periler şehrini ziyaret etmenizi öneririz.
Bu liste bilhassa vakti olmayıp ancak Türkiye bölgesinde gezilmeye değer mekanları kendi
ilgileri doğrultusunda ortaya çıkarmak isteyen kişiler için hazırlanmıştır.
kaynak: neredekal.com