İklim değişikliği yalanı

[caption id="" align="alignnone" width="800"]iklim değişikliği yalanı iklim değişikliği yalanı[/caption] İklim değişikliği dünyanın bir gerçeği. Tarih boyunca iklim hep değişti, şu anda da hala değişiyor ve gelecekte de değişecek. Tabiki de dünya çapında yaşanan doğal afetler ve bu afetlerin oluşturduğu krizler elbette tüm insanlığa sorumluluklar doğuruyor ve üzerinde yaşadığımız bu dünyada bazı şeyleri doğru yapmamız gerekiyor. İklim değişikliği yalanı Ancak bu konu aynı zamanda bir takım kitleler ve örgütler tarafından çeşitli çıkarlar sebebiyle en fazla bilgi kirliliği yapılan konuların da başında geliyor. Aslında ciddi üniversitelerin iklim alanında uzman bilim insanlarının çok azı insan kaynaklı ve 10 yıl içinde geri dönüşü mümkün olmayacak bir iklim değişikliğine inanıyor. Mesela Dünyanın kabul gören  ve atmosfer fiziği üzerine 200 den fazla makalesi olan Profesör Richard Linzen Küresel iklim değişikliği konusundaki bilimsel fikir birliğini eleştirmiş ve bilim insanlarının, iklim değişikliği ile ilgili bilimin tek bir yönü göstererek hata yapma eğiliminde olduklarını söylemiştir. Karbonmonoksit, kurşun, metan gibi gazlar kirletici gazlar grubuna girer. 2009 yılında şaşırtıcı bir gelişme oldu. Atmosferin doğal ve zehirsiz bileşeni olan karbondioksit, Birleşik Devletler Çevre Kurumu  (EPA) tarafından zararının ne olduğu açıklanmadan seviyesini fazla buldukları için kirletici gazlar sınıfına aldıklarını açıklamışlar. Bu manipülasyonla atmosferin doğal bileşeni olan Karbondioksit zararlı gazmış gibi gösterilerek insanların zihinlerine algı yoluyla bu kanıyı yerleştirdiler. Greenpeace kurucu ortağı Patrick Moore bile “Ana misyonlarımdan biri karbondioksidin kirletici ve tehlikeli olduğu fikrini tersine çevirmek, gerçekte Co2 nin tüm canlılar için en önemli bileşendir ve onsuz ölü bir gezegenimiz olur ” demişti. (bkz. https://www.thegwpf.org/patrick-moore-should-we-celebrate-carbon-dioxide ) Tüm canlıların karbon temelli olduğunu düşünürsek ve bu karbonun canlılar tarafından tutunmadan önce atmosferde karbondioksit olarak bulunduğunu düşünürsek aslında canlılık temelinin karbondioksit olduğunu anlarız. Bu gaza kirletici diye adlandırmak bilime, keyfi ya da bir amaç doğrultusunda müdahaledir. Bilimadamları karbondioksit miktarının dünya tarih periyodununun günümüzde düşük seviyede olduğunu söylüyorlar. Bitkilerin ihtiyaç duyduğu karbondioksit miktarı, şu an atmosferde bulunan karbondioksit miktarının 4-5 katı. Bu yüzden birçok çiftçi seralardaki bitkileri yetiştirmek için karbondioksit gübrelemesi yaparak verimi arttırmak istemektedirler. Kısa vadede son 200-300 yılda karbondioksit miktarı görece miktarda artmıştır ama bu çevreyi olumsuz etkilememiş aksine Nasa’nın resmi sitesinde yer alan Nature Climate Change dergisinde yer almış bir araştırmaya göre atmosferdeki karbondioksit seviyesinin artması dünya ormanlarında gözle görülür bir yeşillenme olmasına ve bitkilerde verimin artmasına sebep olduğu söylenmişti. Nasa’nın uydu fotoğrafları da bunu doğrulamıştır. Yani aslında canlılık daha fazla karbondioksite ihtiyaç duymaktadır ve sanılanın aksine dünyamızda karbondioksit miktarı zararlı bir boyutta değildir. İklim değişikliği yalanı
  • Atmosferdeki karbondioksit dünyanın sıcaklığını arttırıyor.
Bu uzun vadeli grafiğe baktığımızda Karbondioksit ısı tutan bir sera gazıdır ama dünyanın ısısının artması ile karbondioksit seviyesinin birbirine bağlantılı olmadığını görürüz. Bu iki değişkenin pek çok faktöre bağlı olarak değişim göstermiştir. Yani tam tersi de olabilir, dünyanın ısısı azalırken atmosferdeki karbondioksit miktarı da artabilir.
  • Kutup ayılarının nesli azalıyor.
İklim değişikliği denince aklımıza ilk gelen kutup ayılarının neslinin tükenmekte olduğu da aslında başka bir propaganda'dan ibaret değil. Dikkat ettiyseniz artık eskisi gibi iklim değişikliği için kutup ayısı resmi paylaşılmıyor. Çünkü kutup ayısı sayısında son yıllarda rekor artış yaşanmakta. Dünya ve Doğal Kaynaklarının Korunması Birliği (IUCN), 2013 de 24bin olan kutup ayısı sayısının bu gün 40binin üzerinde olduğunu raporladı. Konu devamı: İklim değişikliği yalanı - yasak bilgiler

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık