Motosikletin Çok Tehlikeli Olduğunu Düşünenler;
Birkaç Dakikanızı Ayırıp Okur musunuz?
Yeni tanıştığınız biri motosiklet sürdüğünüzü öğrendiğinde veya seyahat esnasında verdiğiniz molalarda sık sık muhatap olmak zorunda kaldığınız, cevabınızın da soran kişi tarafından önemsenmeyeceği retorik bir sorudur;
“Motosiklet çok tehlikeli değil mi?”
Aslında bu sorunun alt metni şudur:
“Canını sokakta mı buldun yoksa aklından zorun mu var?”
Sorunun aslı önermeli olduğu için, yani soruyu soran kişi zaten motorun çok tehlikeli olduğunu düşündüğü ve bizden onay beklediği için isterseniz kademe kademe inceleyerek bu ezber soruyu parçalarına ayıralım.
Öncelikle cansız, iradesiz ve kendi başına hareket edemeyen bir araç tehlikeli olamaz. Bir motosikletin hırsızlık yaptığını veya birilerine tecavüz ettiğini gördünüz mü hiç? Demek ki tehlikeli olan motosiklet değil; onu süren insan.
Tabii ki kendisine ve çevresine zarar vermeyi umursamayan birinin motosiklet sürmesi tehlikelidir. Ama bu gibi tipler sadece motosiklet sürmüyor. Direksiyon başına geçip onun bunun üzerine kıran, yol verme kavgasında adam bıçaklayan, kaldırımda yürürken arandığı için önüne gelene omuz atan oksijen israfları yok mu? Tekrarlamak gerekirse; tehlikeyi yaratan aracın kendisi değil; onu kontrol eden kişidir.
“Ama motosikletle kaza yapınca ya ölüyorsun ya da sakat kalıyorsun?”
Yine önermeli bir soru ve her zaman geçerli değil.
Eğer bir kişi, üzerine oturduğu motosikleti güvenli sürüş kurallarına riayet edebilecek yetkinlikte ve koruma ekipmanlarını (kask, mont, eldiven, pantolon, çizme) eksiksiz kuşanarak sürerse; aldığı risk Türkiye’de herhangi bir faaliyet yaparken başına bir şey gelme riskinden fazla değildir. “Başına tabela düştü“, “denizde boğuldu“, “yaya geçidinden geçerken araba çarptı“, “kocası 72 farklı yerinden bıçaklarken etraftakiler müdahale etmeden izledi” gibi haberler sıklıkla önümüze düşüyor.
O zaman sokağa çıkmayalım, denize girmeyelim, karşıdan karşıya geçmeyelim veya evlenmeyelim?
Her eylemin bir riski vardır. Önemli olan risk yönetimini nasıl yaptığımızdır. Motosiklet sürmek o kadar zevkli bir eylemdir ki milyonlarca insan dışarıdan tehlikeli görünen ama aslında her şey kadar tehlikeli olan bu işi yapmak için yanıp tutuşmaktadır.
Ayrıca motosiklet sadece hobi değil, aynı zamanda bir ulaşım aracıdır. Hatta metropolde yaşayan biri için kişisel ulaşım yöntemlerinin en makulüdür. İşe gidip gelirken en az 3 motosiklet kadar yer kaplayan, 5 koltuklu otomobilleri tek başlarına kullanan yüz binlerce insanı görüyorsunuzdur.
Bunların sadece yarısı işe arabayla değil de motorla gidiyor olsaydı bugün saatler süren trafik sıkışıklığından ya da otopark sorunundan bahsedemezdik.
Ha, bir de şeytan icadı meselesi var tabii.
Buna en güzel cevabı; 1772 – 1846 yılları arasında yaşayan Aşık Dertli, çaldığı saz için şeytan işi diyenlere vermiş aslında.
Metal müzik severler, Murat İlkan’lı Pentagram cover’ından aşinadır:
Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler, ne kadı
Bunu çalan anlar kendi
Şeytan bunun neresinde?
Motorcu cover’ını da biz yapalım bari:
Motosiklet bunun adı
Ne ayet dinler, ne kadı
Bunu süren anlar kendi
Şeytan bunun neresinde?
Alıntı