Mizah her zaman şiddete başvurmamak için kapı aralar. Motosiklet sürüşü de bir mizah türüdür. Sürüşün salt olarak kendisi değil ancak sürüş sırasında sürücünün verdiği formlar bahsettiğimiz bu mizah anlayaşına dahildir. Misal çoğu zaman sinemaya gittiğimizde filmlerin de hayat kadar hızlı değişiyor olması, izleyicide bir nevi algı sorunu yaratır. Pazarlama politikaları gereği, yeni filmlerin daha evvel başarılı olmuş başka filmlerin şöhretiyle sunulması bir nevi ‘indirgemecilik’e yol açar.
Her ne kadar kimi noktada kulağa bazen düşünmesi biraz uzak gibi gözükse de motosiklet için de aynı durum geçerlidir. Nitekim motosiklet kullanan birinin de hayatı o anda hızla değişir. Bunu yaşamak için fanatik olarak bir motosiklet kullanıcısı olmanıza gerek yok. Burada herhangi bir motosiklet kullanıcısından da söz edilebilir.
Zira motosiklet kullanan biri sürekli hareket halinde olan algılar ve çevresindeki etkin, edilgen durumlardan etkilendiği için orada zaman kullanan açısından daha hızlı bir şekilde akar. Motosikletin diğer taşıtlara karşı üstün gelen taraflarından biri, anı ve zamanın ruhunu yakalayabiliyor olması; kötü tarafı ise bahsi geçen o an ve zaman içerisinde yakaladığı ve eline geçirdiği her şeyi çabucak öğütüyor, sulandırıyor oluşu.
Pek tabii, burada dümenin asıl kaptanı her daim motosiklet kullanıcısının bizzat kendisidir. Nitekim an ve zaman algısında tüm iş onda biter. Ve biz bu noktadan sonra rahatlıkla söyleyebiliriz ki her motosiklet ayrı bir hikaye taşır. Kimi zaman otobüsteyken veyahutta herhangi bir arabanın içerisindeyken otobandan ya da karayolundan geçip duran motosiklet taşıtlarını görürüz.
Biz camın öbür tarafından bakan kişiler olarak onları sıradan bir taşıt olarak değerlendirmeye tabi tutarken onlar camın diğer tarafında olarak bu düşündüğümüzden çok daha farklı bir boyut algısını deneyimlemektedirler. Şüphesiz kimi zaman motosiklet kullanıcıları her ne kadar camın dışarısında olsalar da motosiklet kullanırken tıpkı o camın arka tarafından bakanlar gibi oluyor. Yani motosikleti sadece bir yere varmakta araç olarak görüyor. Oysa bir motosiklet bundan çok daha fazlası olabilir.
Bu açılardan bakacak olursak mükemmele ulaşma isteğini yoğun bir biçimde yaşadığımız anlarda üzerimizde oluşan ‘baskı’yı tarif etmek güçtür. Bugünlerde modern çağdan günümüze sürüşteki mizah anlayışına yönelik bunlar kalmış gibi gözüküyor.