Her Yerde Fakat Ulaşılmaz: Kawasaki KX450F

Kawasaki KX450F

Son 15 yılın tartışmasız en çok konuşulan imzalarından biri olan Kawasaki KX450F bu yazımızın özel konuğu olacaktır. Kawasaki KX450F son olarak, 26 Eylül ve 27 Mayıs tarihleri arasında, Paris’teki Centre Pompidou’da meraklılarıyla bir motor açılışın buluşma imkanı buldu.

O dönemlerde Paris ayağında hazırlanmış olan bu etkinlik halen çeşitli Avrupa ülkelerinde faal olarak devam etmektedir. Hal böyle iken biz de motor dünyasına dair bu retrospektifi yakından ele almak istedik. Nitekim Kawasaki KX450F markası bilhassa 2013 yılının önemli motor isimlerinden biriydi.

Ancak günümüzde, şu dönemlerde dahi adını hala çeşitli motor festivallerine taşıması bizi onu çok daha yakından incelemeye itti. Bu noktada biz motor taşıtlarının sokaklardan daha farklı sahalara taşındığını gözlemlemiş oluyoruz. Nitekim Kawasaki KX450F markasını ele almamız da bundan dolayıdır. Zira etkinliğin birebir iskeletini çıkarmaktansa etkinliğe karşı mtoor dünyasında edindiğimiz bakış açısını size yansıtmak istiyoruz.

Bu aşamada bizim sanatçının da sahasına girmemiz gerekecektir. Zira onun kullandığı yol motor anlayışından geçmektedir. Günümüzde bankalara ait galerilerin olsun, özel mülklerin etkinlikleri olsun, çoğunlukla sanatçıların inisiyatifleriyle kurulan bağımsız sanat mekanları ciddi bir şekilde varlık gösterebilme yönündeki iradelerini korumaktalar.

Dolayısıyla bu yaklaşımlarıyla birlikte sadece kendi sahalarında hareket etmiyorlar. Motor, otomobil sektörü gibi dinamik, deneysel ve disiplinler arası çalışmalarla buluşuyorlar. Bu tür yaklaşımların sonucu olarak biz motor severler olarak bundan birkaç yıl önce kullanıcıları tarafından oldukça aranan bir model olarak, misal yukarıda da bahsetmiş olduğumuz Kawasaki KX450F markası gibi isimleri yeni çalışma sahalarında rastlamaktayız. Bu tür çalışmalar kalıplaşmış düşünme ve görme biçimlerinin dışında, yeni fikirlere, eylemlere açıktır.

Bununla beraber hem bireysel hem de kolektif düzlemde bir olasılıklar zamanını ve mekanını temsil etmekteler. Bu noktada belki de bağlantısal oluşum göstermekte Foucault’nun belirlemesi olan, “teselli veren, ütopik”, “bir toprağı olmayan” şeklinde okumak ve buna bağlı olarak da halin coğrafik “düşüncesi olmama” halinden söz etmek gerekir. Sektörel konular dahilinde böylesi bir durumdan söz edebilmemizin nedeni elbette ki insan ilişkilerinin dönüştürme işlevinden kaynaklanmaktadır.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık