Motosiklet satışlarının galerilerde, ilgili bienal ve oto fuarları gibi süreli olarak şehir mekanlarıyla ilişki kura etkinliklerde toplumla, daha doğrusu bir nevi kendi müşterisi ile buluşmasına ek olarak alışveriş merkezleri gibi yapılarda da olmazsa olmaz varlığı, bilhassa son zamanlarda hızla artıyor ama bu şu an süregelmekte olan şeylere baktığımız yeni bir şey değil.
Hatta birkaç yıl önce oto alışveriş merkezlerine bu tip etkinlikler yapma zorunluluğu getirildiğini biliyoruz. Zaten bundan dolayı senenin içerisinde belli dönemlerde bağlantısı olsun olmasın birtakım alışveriş merkezlerinde birçok motosiklet markalarının tanıtım reklamı oluyor.
Ancak tüm bunlar olmadan önce yani, alışveriş merkezlerinin sayısı günümüzdeki kadar bu denli artış göstermeden önce bu tip etkinliklerin mekanı daha çok oto satışları yapan butik merkezlerdi. Orada neler satışa sunulmuş, hangi üreticilerin çalışmaları yer almış hatırlamak gerek. Nitekim bu tip oto ve motor satış merkezlerinde rakipler ve üretici diğer firmalar birbirini tanıma zorunluluğu altındadır.
Böyle bir durumun koşullanmasını bugün aynı satışların vuku bulduğu alışveriş mekanlarında görmek oldukça güç. Motosiklet alışverişi için bir satış mağazasına girdiğiniz zaman ürünün yaratıcı firmasıyla karşılaşmak mı, yoksa ürünün bizzat kendisini görmek için o mağazaya gitmek mi esas olan? Müşteri tipleri en az üretilen ürünler kadar çeşitlilik gösterdikleri için soruya karşılık cevabınız illa tek bir tanesine bağlı kalmak zorunda değil.
Nitekim satın almak istediği her açıdan değerlendirmek isteyen müşterilerin varlığı da söz konusu. Bundan dolayı bunun cevabı tek değildir. Kişiye göre değişmesi muhtemeldir. Ancak tüm bu ele alınanlar çerçevesinde şöyle bir gerçek var: Günümüzün tüketim dünyası ve onun tasarım
üretimi, ürünü çok gerilerde bırakacak etkide ve güçte. Öte yandan ürünün kendisi ile tasarımı zaten birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı bir dünyada yaşıyoruz epeydir.
Sokakta veyahut toplu taşımalarda gördüğünüz bir reklam amaçlı tasarım ürününün kendi tasarımından daha büyük etki yarattığı kuşku götürmez. Yine de bazen kimi durumlarda sıklıkla bu olayın tam tersi ile karşılaşmaktayız. Bu noktada oto sanatçılarının tasarım dünyasıyla alışverişi de terazinin bir diğer ucu oluyor.